Ağrı’da çöpten elektrik üretimi: fiyatlar ucuzlamayacak, rant alanının önü açılacak
EMO Diyarbakır Şube Eş Başkanı Alican Çetinkaya, Ağrı’dan çöpten üretilecek elektrik ile fiyatlarda ucuzlamanın olmayacağını ve rant alanının önünün açılacağını söyledi.
İnanç YILDIZ
Diyarbakır
Ağrı’dan çöpten üretilecek elektriğin yurttaşlara yansımasının nasıl olacağını değerlendiren Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Alican Çetinkaya, söz konusu yönetmelikten kaynaklı elektrik fiyatlarında ucuzlamanın olmayacağını ve rant alanının önünün açılacağını söyledi.
Ağrı’da çöpten elektrik üretim tesisinde sona gelindi. Elektrik üretim tesisiyle yaklaşık 10 bin 400 hanenin yıllık elektrik ihtiyacının karşılanacağına dikkat çekildi. Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, ekim ayında yaptığı açıklamada “Belediyemizin çöp alanında daha önce anlaştığı bir firma burada 20 milyona yakın bir yatırım yaptı. Dolayısıyla ay sonunda elektrik üretimine başlayacak. Belediyeye de önemli bir pay veriyor. 10 bin hanenin elektriğini biz belediyeye verilen pay olarak hesaplıyoruz” demişti. Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Alican Çetinkaya, yapılan projeyi Evrensel’e değerlendirdi.
"İNDİRİMLER VATANDAŞA YANSITILMIYOR"
Günümüzde kentsel katı atıkların hayatın önemli bir parçası haline geldiğini belirten Çetinkaya, katı atıktan enerji üretilen tesislerin baca gazlarının temiz olarak atmosfere verilmesinin önem arz ettiğini söyledi. Nerede ve hangi enerji kaynağı yöntemiyle elektrik üretimi yapılırsa yapılsın EPDK’nin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetler Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştiği için elektrik fiyatlarının ucuzlaması söz konusu olmadığını söyleyen Çetinkaya, “Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) tarafından dağıtım şirketlerine satış tarifesinde yapılan indirim oranı, yüzde 62’ye ulaşmıştır. Bu indirimlerle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararlarıyla indirimler vatandaşa yansıtılmayarak, dağıtım şirketlerine kâr transferi sağlanmaktadır. EÜAŞ toptan satış fiyatlarında yapılan indirimler, salgın hastalık dönemi de dahil olmak üzere hiçbir şekilde tüketici faturalarına yansıtılmamıştır, sadece şirketlere kaynak aktarmanın yolu olarak kullanılmıştır” dedi.
"ÜCRETSİZ ELEKTRİK VERİLMEYECEK"
Söz konusu atık çöplerden enerji üretiminin yapılmasının yenilenebilir enerji olarak tanımlanmakta olduğunu ifade eden Çetinkaya, “Biz bu tür projeleri rant odaklı olmadığı sürece destekliyoruz. Burada üretilen enerjinin yukarıda belirttiğimiz çerçevede satışı yapılmaktadır. Bu üretilen enerjinin satışından bazı medya organlarında belirtildiği üzere, yüzde 7.5 oranında Ağrı Belediyesine aktarım olacak. Burada üretilen enerji sözü edilen 10 bin 400 aileye ücretsiz verilmeyecek, burada bir haberin maniple edilmesi durumu var. Belediyeye, tesisin ürettiği enerjinin satışından dolayı verilecek pay, Ağrı Belediyesince halkın ihtiyaçları ve yararına kullanılması ile halka bir faydası olacak aksi durumda halka bir faydası olmayacaktır” dedi. Çetinkaya, şöyle devam etti: “Ülkenin ihtiyacından fazla kurulu güç olmasına rağmen, HES (barajlar), nükleer santraller, termik santraller ve bahse konu katı atık ile elektrik üretim santrallerine alım garantileri verilerek teşvik edilmekte, birilerinin rant alanı olarak kullanmalarının önü açılmaktadır.”
"ENERJİ KAMUSAL HİZMET NİTELİĞİNDE OLMALIDIR"
Enerjinin tüm insanlığın değeri olduğunu ve bugünün yaşam koşullarında enerji kullanımının insanlığın temel bir gereksinimi olduğunu dile getiren Çetinkaya, “Enerji artık bir insan hakkıdır, bu sebeple enerjinin temini, tüm aşamalarıyla kamusal hizmet niteliğinde olmalıdır.
Türkiye’de ’80 ’li yıllarda ilk adımları atılan neoliberal dönüşümün enerji alanındaki iz düşümü, özellikle 2000’lerden sonra üretimden dağıtıma kadar enerjinin tüm alanlarının, özelleştirme ve serbestleştirme uygulamalarıyla biçimlendirilmesi olmuştur. Enerji bu dönemden sonra kamu hizmeti niteliğini yitirmiş ve ticari bir metaya dönüştürülmüştür. Uygulanan politikalar sonucunda dışa bağımlılık artmış, kamusal denetim kaybolmuş, parçalı yapı sebebiyle ortaya çıkan plansızlık kaynak israfına sebep olmuştur” dedi.
Çetinkaya, önerilerini şöyle anlattı: “Enerji alanında tercihler yapılırken ekoloji-politik bir yaklaşımla düşük karbon emisyonlu, yeterli, kaliteli, sürekli, verimli, güvenilir nitelikte olması gözetilmelidir. Bu önceliklerle hareket edildiğinde, enerji alanının, temel davranış motivasyonu kârını maksimize etmek olan özel sektörün eline bırakılamayacağı da açıktır. Enerji üretimi gerçekleştirilirken en çok etkilenen paydaşlar sürecin parçası haline getirilmeli ve enerji demokrasisi sağlanmalıdır. Enerji sektörü kâr/zarar tartışmalarının dışında, kamusal eksenli, verimlilik anlayışı ile bilimsel çerçevede siyasal etkilerden yasalarla korunmuş, şeffaf, katılımcı özerk bir yapıya kavuşturulmalı ve yurttaşların kullanımına sunulmalıdır” dedi.